5 Ağustos 2010 Perşembe

sorumluluklar..

İlişkiler insanlara sorumluluklar yükler.Siz istesenizde istemesenizde bi gün sırtınızda bir kamburla uyanırsınız.Ailenize karşı sorumluluklarınız,arkadaşlarınıza karşı,sevgilinize,eşinize,çocuklarınıza karşı,patronunuza karşı...bu liste uzar gider kısaca hayatınızda önem verdikleriniz varsa sorumluluk sizi takip eder.En kötüsü de geçiş dönemlerinde tüm sorumlulukların üstünüze üstünüze gelmesidir.Siz yalnız kalmak istedikçe onlar üstünüze gelir bunun sonrası "BUNALIMDIR." Ben de tam olarak bunun yaşıyorum.Aileme karşı sorumluluklarım,sevgilime karşı olanlar,kendime karşı..:S okulum fizyolojik olarak bitse de hala resmi olarak tek dersten 1 ay daha beni kendine bağlamış durumda.4 Eylül'de bu çile biticek mi acaba bi an kendimi Armağan Çağlayan gibi hissettim. Şu an her 4. sınıf ve mezun arkadaşın yaşadığı bunalımı yaşıyorum bir de buna aileyle aramızdaki yaş farkından kaynaklı bir bıkmışlık bir bunalmışlık eklenince üzerimdeki baskı artıyor. Tabi bir de ilişki var. Ortalıkta "bizim ilişkimiz ciddi" repliğini papağan gibi tekrarlarken sanırım yapmamız gerekenleri yapmıyoruz.Bazen aramızda ki mükemmel uyumu hissederken bazen de "mükemmel" uzaklığı hissediyorum.Onun uğraştığı hem fiziksel hem de psikolojik (ailesel sebeplerden) problemler olduğunu biliyorum aynı anda birçok şeyle uğraşmak zorunda farkındayım.Bugüne kadar ona herzaman destek oldum.6ay boyunca sanki telefon sevgilim olmuştu telefonla yatıp telefonla kalktım hala o faturaları ödemeye uğraşıyoruz.Ama şimdi burda..!! O zamanlar hep demez miydi "keşke yanında olabilsem.." babamın hastalığında ne zor günler geçirmiştim o hep yanımdaydı ben hiç bi zaman ilişkimizi bırakmadım babam hep ilk sıradaydı ama oda zirveyi babamla paylaşıyordu.Babam henüz tam anlamıyla iyileşmedi ama eskisi gibi bilinç kaybı yaşamıyoruz bu iyi birşey.Şimdi o bütün gün güneşin alnında bişeyler çakıyor bişeyler diziyor falan eve geldiğinde çok yorgun oluyor.ailesinde gerçekten ciddi sorunlar varken zaten kendi deyimiyle uzatmaları oynuyor.Şu an hangimiz daha kötü durumdayız bilemiyorum ama ikimiz de yapmamız gereken şeyleri yapmıyoruz.Ben deli gibi onunla vakit geçirmeyi konuşmayı,dertleşmeyi isterken,hatta ve hatta beş günlük Yoncaköy tatili bana yetmedi daha uzun ve baş başa bir tatil geçirelim diye planlar yapmaya çalışırken.O stajdan gelip uyuma modunda.Ben hayatında ilk kez evde oturuyor olmanın verdiği sıkıntı ve 2010 haziranında mezunb ir birey olmaya odaklı yaşadığım için şu an bu başarısızlığı yediremiyorum kendime ve bunun stresiyle boğuşuyorken elimi uzattığımda ulaşabileceğim tek kişi o Monte Kristo Kontu ama o çoktan çökmüş elini uzatmaya hali yok "kurtar beni" bile diyemiyor.Bana az önce bir şey dedi duyduğunda sol yanı sızlamıcak kimse yoktur zira kendisinin bile sesi titredi.Ki ben ona her baktığımda içimde bişeyler sızım sızım sızlıyorken " sen benim bir yarımsın ben uzatmaları oynuyorken sen güçlü durmazsan ben ne yaparım.Senden güç almak istiyorum ben." Tabi benim musluklar foraaaaaaaaaaaa utanmasam hıçkırıkalra boğulacaktım.Hala sorumluluklarım ağır geliyor ama artık ayaklanma zamanı ikimiz için en çokta şu an gökyüzünde bir melek olan canım Babannem için ona verdiğim sözü tutmak için.ödenmesi gereken faturalara boğulmaktansa 29 gün sonraki sınava odaklanmalıyım çünkü beni bu bataklıktan kurtaracak son dönüş bileti o belkide.off HIMYM da bitiyor nabçam ben şimdii neyseki yeni sezon başlıyor ama elimdeki son sezonu iyi değerlendirmem lazım.Nip tuck bittiğinde de çok üzülmüştüm.
NOT:Birini üzmeye karar verdiğinizde p.s:ı love you filmini izleyin telafi etmeye şansınız olmayabilir..;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder