9 Ağustos 2010 Pazartesi

bazen mutluluk bir çocuğun gözlerinde saklıdır..

Bazen "MUTLULUK" bir çocuğun gözlerinde saklıdır gibi bir şiir dizesi vardı belkide atıyorum ama hafızamda yer etmiş bulunmakta.Bugün bunu bir kez daha kanıtladım her kim ortaya attıysa saygıyla anıyorum.Bugün yeğenimi Balçovada ki havuza götürdüm sabah benim de geleceğimi duyduğunda verdiği tepki o ses tonu herşeye değerdi emin olun.Sanki o an bütün sıkıntılarımı unutmuştum.okulla ilgili sıkıntılar,işsizlik,kpss,erkek arkadaşımla olanlar onu görememenin ve bir de üzerine tuz biber olan bitakımsıkıntılarında ona yardım edememek yeterince kahrediyordu zaten beni ama bu bambaşka bi şey.Bütün günümü ona ayırdım oyunlar oynadık tıpkı çocukluğumda ki gibi.Onun için herşey o kadar basit ki herşey mümkün ona kendi ilkokul halimi anlattım okul fobisini biraz olsun yendi.Şimdi bu satırları yazarken fonda "Fikret kızılok-Eski Dostlar" çalmakta daha bir hüzünlendim.Orkun'a anılarımı anlatırken bi an o günlere gidiverdim.Daha hiç kalbimin kırılmadığı ,herşeyin çizgi filmlerde ki gibi olduğunu sandığım o saf masum duyguların yaşandığı günlere.İlk aşkım..onu uzaktan izlemek o kadar güzeldi ki yıllarca belleğimden silemediğim o gülüş onu hep o 14 yaşındaki haliyle hatırladım sanki hiç büyümemiş gibi.Bir an okuldan doğruca gelip herkezden deli gibi sakladığım o deftere onu nasıl sevdiğimi ama onun beni farketmediğini anlattığım sonra yastığa gömülüp ağladığım günlerim geldi aklıma.Daha "aşk"ın nasıl bişey olduğunu bilmezken bi insanı bu kadar sevmek.Hala çözebilmiş değilim.Hayatımda birileri varken bile o hep benimleydi nasıl birşey ki bu:S Bir şeyi 40 kere söylemekten mi yoksa çok ağlamaktan mıdır bilinmez evrene doğru bir enerji verdim demekki ne istediğimi tam olarak anlamış ve fazlasıyla bu mutluluğu yaşattı bana.Şimdi "ne varsa eskilerde var" edebiyatı yapmak istemiyorum ama gerçekten öyle öyle zor sınavlar geçirdim ki bir baktım ki çevremde sadece bikaç arkadaşım kalmış onlarda ilkokul sıralarından.Hep yanlış insanları hayatıma soktum yanlış ilişkiler yaşadım hep çok şey verip hep acı ve hayal kırıklıkları alan oldum.Belki çoğuna göre erken yaşta ruh eşimi buldum ne tesadüftür ki o da 16 sene içimde büyüttüğüm aşkın sahibi.Şarkılara,filmlere bakıyorum da gene öyle acaba 1960'larda mı yaşasaydım:D    
       "Evrenden Torpilim var" kitabını okumalısınız.Gerçekten evrene ne istediğinizi doğru şekilde verirseniz o size fazlasıyla cömert davranıyor.Sadece ne istediğinizin farkına varıp bunu evrene yansıtmak.Bütün mesele bu.Biz olumsuzlukları kendimiz çekiyoruz aslında.Bu işletme nasılsa beni almaz mantığıyla gidiyoruz görüşmeye ve alınmıyoruz.Kendimizi "Erkekler yalancıdır" yalanına inandırıyoruz yıllardır çevremizdeki kişiler ve filmler,şarkılar.. bizi buna zorlamış zaten ve hep yalancı erkekleri çekip acı çekiyoruz.Kimi görsem hayatından memnun değil bi bıkkınlık bi usanmışlık hali içersindeyiz.Aslında çevrede,hayatımızda mutluluklar çıkarabilecek o kadar çok şey varken biz bikaç negatife takılıp bunları kaçırıyoruz.Ben bugün bunu 6yaşındaki yeğenimin gözlerinde gördüm,bazen de sevdiğim adamın gözlerinde görürüm..bazen sokakta yaşayan akli dengesini kaybetmiş çoğumuzun korkup dalga geçtiği insanlarda görürüm..bu liste uzar gider..önemli olan bakmak değil görmek..!! herkeze iyi geceler..:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder