mad woman
planlamadan,programlamadan,bazen neşeli,bazen hüzünlü,bazen idealist,bazen feminist,bazen aşık,bazen tutkulu,bazense arabesk..iyi..kötü..doğru..yanlış..işte benim dünyam hepsinden biraz var..:)
26 Şubat 2011 Cumartesi
değişim nerede başlar nerede biter..?
Biz kadınlar hiç istisnasız hayatımızdaki erkekten mütemadiyen şikayet etmişizdir.Romantik olsun isteriz,süprizler hazırlasın filan,ortada bişey yokken eve elinde çiçekle gelsin,pahalı hediyeler alsın,bakımlı olsun,annemi sevsin..ee ama bacım şu dünyada George Clooney'den sadece bir tane var..:)
İlişkinizde aslında beğenmediğiniz noktalarda sizin de parmağınız olabileceğini hiç düşündünüz mü? Mesela ben aldatma meselelerinde erkeği suçlamam en azından ilk etapta.Eğer bir erkek psikolojik sorunlu değilse karısını aldatmasının tek nedeni karısının onu ya bir kafase hapsetmesidir yada tüm özgürlükleri eline vermesidir.Hiç bu açıdan baktınız mı belki de sorun sizdedir.Sizin kendinizi değiştirmeniz gerekmektedir.
"BUNUN FARKINDA MISINIZ?"
Biçoğumuz benim gibi at gözlüklerini takıp bütün gemiler yakılana kadar görmezden gelebilirsiniz yada farkına varıp basiretiniz bağlandığı için bişey yapamazsınız belki de kendinize bile itiraf edemezsiniz.Bunu farkettiğiniz anda da yüzünüze çarpan o tokattan sonra verdiğiniz ilk tepki "hasktrr..salaksınnn sen kızım yaaaa!!!" olur.Eee peki şimdi nolucak.Çocuk gitti,bunalımlardasın,farkındalık yaratmakla iş bitmez.Şimdi yapacağın şey silkelenip ayağa kalkmak.Kendi hayatının kontrolü sende olmalı.Artık koskoca bir kadınsın sen bugün evlensen yarın çocuğun olur.Hala başkalarına parazit yaşamamalısın.Seni bu dünyaya annen getirmiş olabilir ama bu hayatı senle o yaşamıcak artık teksin yuvandan uçmalısın artık.Kafanda hep hayalini kurduğun o hayat sana hiçbir zaman altın tepside sunulamaz.Aç susuz kalmalısın.Annen elbetteki ağlayacaktır ama o da yeni sana alışacak..her şey zamanla..Zaman senin düşmanın olmamalı dostun olmalı zamanı kendi aleyhine göre kullan.İstersen çok yavaş akar istersen çok hızlı.
Fimlerde,kitaplarda gördüğümüz hayatlarına iz bırakmış insanlara hayranımdır.Bunun için illa bilim dünyasını sallamanız gerekmez.Bazı insanları dünya konuşur bazılarını ise kendinden sonraki kuşak.İnsanların hayatında iz bırakmak ve hiç tanımadığın ama seni çok iyi tanıyan insanların senden hayranlıkla bahsetmesi.Mütiş bişey..!! My Girl Friend 2 filminde kız edebiyat ödevinde annesinin hayatını araştırıyor ve annesinin çok fantastik bir hayatı oldğuna inandırmış kendini ama öyle olmamış.Annesi ne başarılı bir öğrenciymiş nede örnek bir kız çocuğu hep olmaması gereken yerde durmuş aslına bakarsanız kadının yaptığı tek iyi şey anne olmak olmuş.Bizim kahramanımız sömestr tatilinden bir aşk ve AA lık bir edebiyat ödeviyle ayrıldı.Aslında yapmamız gereken budur.Çok başarılı olamayabiliriz,sanata yeteneğimiz olmayabilir,sporda da beceriksiz olabiliriz,arkadaş çevremiz iyi olmayabilir ama tek iyi bir şey yapmalıyız bir insanın hayatına dokunmalıyız.
Sanırım insan korktuğu şeyden ne kadar istese de kaçamıyor.Küçük bir kızken teyzemin buzdolabında ki yazıyı okumuştum ve hala hatırıma geldikçe etkiler beni.Yazıyı satır satır hatırlamıyorum ama başlık hala beynimde çınlar.
"HERKES ANNESİ KADARDIR..!!"
Yazının konusu yapılan bir araştırmaya göre insanlar ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar ne kadar kendilerini geliştirsinler yine dönüp dolaşıp gelecekleri yer annelerinin olduğu yer olacaktır.Ben o an anneme baktım.İlk okul mezunuydu,ev hanımıydı,hiçbir sosyal aktivitesi yoktu,babam her bağırdığında bi köşeye geçip ağlardı,hiç sesini yükselttiğini duymadım,kimseye karşı ailesini veya kendini savunduğunu da.Hayır ben böyle olmamalıydım..olamazdım..olmucam diye de kendime söz verdim ve hayatımda kaçtığım en büyük korkum oldu.Bir gün anneme benzemek..!! Ve ben büyüdüm ve büyüdükçe anneme biraz daha benzedim.Gözlerim,yanaklarım,dudaklarım,gözyaşlarım,bacaklarım,ellerim giderek annemin ucuz bir kopyası oldum.Eğer o zamanlar kişisel gelişimden haberim olsaydı korkularımın üzerine giderdim.
Evet benim değiştirmek istediğim şey ne ailem(ki bu mümkün de değil) ne sevgilim ne de işim..ben kendimi değiştirmek istiyorum.İçimde var olan zenginliğin dışarı çıkmasını istiyorum hayatımda rahat olmak,korkmadan ilerlemek istiyorum,aşkın içinde boğulmak istiyorum..annem gibi zayıf,çekimser kadın değil güçlü,ayakları yere sağlam basan,ne istediğini bilen ve kararlarını uygulayan bir kadın.Hayallerimde ki benle kendim o kadar farklı yerlerde ki onu dışarı çıkartmak istiyorum onu içerde tutmak ona haksızlık.
İçim öyle öfkeyle dolu ki sanki doğduğum günden beri içimde tutuyorum onu.Kime bu öfke babama mı bana çocukluğum boyunca bağırıp yapamadığım her matematik sorusunda bana matematikte başarılı olan kuzenlerimi örnek gösterip beni yerin dibine sokması mı..yapmak istediğim herşeyde beni engellemesini mi,annemin beni biçok şeyden mahrum bırakması mı,yapamaz diye diye kendi gibi piasifleştirmesini mi,anneannemin okumaz bu kocaya verin zihniyetiyle sürekli beni aşağlaması mı,babamın kardeşlerinin ve yeğenlerinin beni sürekli dış kapının mandalı gibi görmesi mi,ilk hayatıma giren erkek arkadaşımın sapık çıkması ve beni kapıkuleden çıkar çıkmaz aldatması o da yetmez gibi düğününe çağırması ve yetmez gibi yatak fotoğraflarını bana yollaması mı? hayatıma giren her erkeğin bana bin tane yalan ve hep hatırlayacağım o mükemmel kazıklarını atması mı.?? hangisine öfkem..bu bitmek tükenmek bilmeyen hırs..her gün her güce beni yiyip bitiren beni ben olmaktan çıkaran..bu öfke öyle büyük ki bazen sevdiğim adamı bile bazen bir yabancı gibi görüp ona hiç haketmediği haksızlıklar yapmama sebep oluyor.
Bugün bana " keşke bunları bütün bunlar yaşanmadan önce farketseydin" dedi.Ne diyeceğimi bilemedim.Haklıydı çünkü ne desem ne yapsam..Kendimi değiştirmenin bir yolu var mı peki ona bunları unutturmanın yepyeni bir hayata başlamanın.Bir yolu olmalı ama ne?
6 Şubat 2011 Pazar
sezen aksu KÜCÜGÜM
küçüğüm daha çok küçüğüm bu yüzden bütün hatalarım..öğünmem bu yüzden..bu yüzden özel önemli zannetmem.
küçüğüm daha çok küçüğüm bu yüzden bütün saçmalamam yenilmem bu yüzden bu yüzden kendime hala güvensizliğim..
ne kadar az yol almışım ne kadar az yolun başındaymışım meğer elimde yalandan kocaman rengarenk geçici oyuncak zaferler
küçüğüm daha çok küçüğüm bu yüzden bütün korkularım
gururum bu yüzden bu yüzden korunmasızlığım
küçüğüm daha çok küçüğüm bu yüzden sonsuz endişem savunmam bu yüzden..bu yüzden bir küçük iz bırakmam için didinmem..
Hepimiz bir küçük iz bırakmak isteriz hayata.Bazılarımız bilim adamı olup hayatlarımızı kolaylaştıracak buluşlar ve icatlar yaparlar,bazılarımız sanatçı olur..tiyatro eserlerini oynarlar,film yaparlar,resim yaparlar,heykel yaparlar,şarkı sözü yazıp söylerler belki beste yaparlar,bazılarımız işçi olurlar üretirler doğrudan oturduğunuz koltuk,sandalye bindiğiniz araba..hepsi onların bir üretimdir ve dünyaya bıraktığı izdir..bazılarımız içindekiler kağıda dökerler milyonlar kitaplarını okur ,bazılarımız ise sadece anne olmayı seçerler onların ise dünyaya bıraktıkları tek belki de en önemlisi yeni bir fidan olur.Daha iyi bir dünyada yaşamasını temenni ederken aslında o belki daha kötü bir dünyada yaşasa da o dünyayı değiştirmelidir.Bıraktığımız izler yıkıp yakılabilir,hor gürülebilir,kimse okumayabilir hatta kimse hatırlamayadabilir.Esas önemli olan yaşadığımız dünyanın bizim ayak izlerimizden ibaret olduğudur be bu dünya var oldukça böyle devam edecek.
Değişmeyecek olan tek şey ne kadar büyürsek büyüyelim hepimiz o ürkek,korkak ve saçmalayan çocuk olarak kalacağız.Dünya hep bizi korkutucak.İster anne karnında olalım ister ilk adımlarını atan minik bir bebek ister afacan bir çocuk ister genç kız/delikanlı ister yetişkin ister ortayaşlı veya tonton ihtiyarlar olalım dünya bizi hep korkutacak.Hep yorganın altına saklanacağız.Dış görünüşümüz ne kadar büyürse büyüsün ne kadar güçlü olursak olalım içimizde ki o ürkek çocuk hep var olacak ve hep saçmalayacak..!!
23 Ocak 2011 Pazar
21 Ocak 2011 Cuma
22.01.∞
19 Ocak 2011 Çarşamba
yar saçlarınn lüle lüle trabzon-izmir arası uydu yayını sana güle güle..!!
14 Ocak 2011 Cuma
hanımefendi çizgimden ani bir şekilde küçük emrah moduma geçebilecek kadar sürtük bi insanım!!
5 Ocak 2011 Çarşamba
yaşayalımm sadece!!
Yaşayalım kı, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip, içip, arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.
Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim. Güzel günlerimizi, evimizde, bır şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız. Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek... Böylece yaşamalıyız işte.
Sonra çocuğumuz olmalı, düşünsene, senin ve benim olan bir canlı. Geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız. Sen arada mızıkçılık yapmalısın. Ve ben söylenerek sıranı almalıyım. Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, söylenerek yumurta kırmalısın. Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.
Zaman su gibi akıp giderken, herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı. Herşeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden. Mutlu da olsa, kötü de olsa, yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı. Saçlara düşünce aklar ya da gidince aklar, çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehırden.
Kavgasız, her sabah gürültüyle uyanılmayan, sessiz bir yere gitmeliyiz. Geceleri balkonda denizi seyredip, sandalyelerimizde sallanmalıyız. Eve gelip, benden kahve istemelisin. Çocuklar gelmeli zıyaretimize, geçmışteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız...
Öyle sevmelisin ki beni, bu yazdıklarım korkutmamalı seni. Tebessümler açtırmalı yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde, birbirimizi sevmenin gururu olmalı..
Can Baba ne de güzel anlatmış içimdekileri sana..öyle bir hayat istiyorum ki kelimelerle sınırlandırılamasın,kalıpları olmasın bir adı olmasın..sadece arkadaşın olayım herşeyini anlatabileceğin,ağlayabileceğin omzun olayım,yorulduğunda dinlendiğin ve fırtınadan seni koruyan limanın,okumaya doyamadığın kitap,elinden düşüremediğin kalemin ve not defterin,rakı kadehini tokuşturup "şerefe" dediğin olayım beni öyle sev ki..kimseler görmesin bilmesin sadece sen ve ben bileyim..Sadece yaşadığımız bir hayatımız olsun...başarılarımızın verdiği gururu,kayıpların verdiği acıyı,mutluluk hormonunun tüm bedenimizi sardığı her anı paylaşalım..sadece yaşayalım..!!
Hayatımızın her anından beslenelim istiyorum.Sevgimiz kadar nefretimizden,Mutluluklarımız kadar üzüntülerimizden,tutkularımız kadar kavgalarımızdan da aynı derecede beslenelim ve bunlar büyütsün bizi istiyorum.Bir yıl önce bana uzattığın elimi hiç bırakma istiyorum ne kadar uzakta olursan ol..ve benim de şartlar ne kadar zor olursa olsun elini asla bırakmayacağıma sevgime inandığın kadar çok inan istiyorum.
Öyle bir hayat ki;gülmekten çenemize ağrıların girdiği,ağladığımızda omzumuzun sırılsıklam olduğu,kavda ettiğimizde bile yan yana uyuduğumuz birimiz kuralı bozuk yastığı alıp diğer odaya giderse diğerimiz de yastığını alıp o rahatsız edici kanepede yatsın.Sadece bollukta değil bomboş eşyasız bir evde bile kullanılmış gazete yapraklarından perde,sebze kasalarından koltuk ve sehpa,montlarımzdan yorgan yapalım istiyorum.
Hayat her zaman sana zenginliklerini sunmaz bazen çok hoyratça davranır elindekini avucundakini alır götürür sen fırtınaya tutulmayanım ol istiyorum.En zirvedeyken nasıl elimi tutuyorsan en dipteyken de tut istiyorum..
Mesai saatim bitince koşa koşa evime geleyim.Dolaptaki malzemelerden ne çıkarsa senin en sevdiklerini hazırlayıp dört gözle senin gelmeni bekleyeyim.Rakımızı dolabımıza yerleştirip masamızı kurduktan sonra üstüme cicilerimi giyip seni beklemeye koyulayım.Ve sen geldiğinde sarılalım ve o an günün tüm yorgunluğunu unutalım tüm sıkıntılar o kapının gerisinde kalsın o an sadece "sen ve ben " olalım.Balkondaki masamıza geçelim ve bilgisayardan sevdiğimiz müziklerin listesini hazırlayıp çalalım.
Çok mu şey istiyorum bilmiyorumm tüm istediğim bu ne para ne pul ne güzel bir ev ne bir tatil ne bir araba..sadece seninle acısıyla tatlısıyla yaşanan bir ömür..
Hayatım boyunca yaptığım onca yanlıştan sonra ilk kez doğru yerde duruyorum ve doğru şıkkı işaretledim ve bu sefer o tek doğrum elimde çünkü son yanılgımda tüm doğrularımı sıfırlamıştım zaten..Ve o tek doğruma gözüm gibi bakıyorum.