Haftalar öncesinden alışverişe çıkardık.Bazen annem,babam ve ben ; bazense teyzem,kuzenlerim ve annemle.Teyzem iyi anlardı çarşı pazar işinden üç çocuğa alıyoruz diye indirim de yaparlardı.Baya ucuza kapatırdık hesabı ama ayaklarımız şişerdi.O zamanlar kuruşun değerli olduğu zamanlar,ipek mendil kulladığımız zamanlar,ipek mendil içinde harçlığın verildiği zamanlar.Tepeden tırnağa her bayram ne gerekiyorsa alınırdı.Para varmış yokmuş önemsenmezdi dedim ya kuruşun değeri vardı o zamanlar.Kredi kartı yoktu ki o çıktı çıkalı mertlik te bozuldu.
Akşamdan banyomuzu yapardık sabah zaman kaybetmeyelim diye.Babam bi güzel saçlarımı tarardı.Heyecandan uyuyamazdım ki aldığımdan beri sürekli seyrederdim cicilerimi.sabah erkenden kalkardım babam bayram namazından dönerdi.Annem kahvaltıyı hazırlardır.Ailecek kahvaltı ederdik.Sonra amcam gelirdi bir fasıl onlarla sohbet muhabbet.Hepberaber amcamın minicik arabasına doluşup Şirinyer'e babanneme giderdik.Nasıl sevinirdi canım benim..!! Babannemle dedemle sohbet muhabbet..Kahkahalar bulutlara değerdi.Kahveler yapılır eski bakır cezvede kokusu bütün evi sarardı.O eski ev hala rüyalarımı süsler.Ne de güzeldi.her bir karesinde dedemle babannemin parmak izleri.Öyle bir işlemişki ruhları o eve onlar bu dünyadan gitselerde hala varlıklarını hissedersiniz.
Sonrası..tatlılarımız gelir ve koyu bir sohbet başlar.Dedem Çanakkale hikayelerini anlatır,babamlar çocukluk anılarını,deden bazen Atatürk'ü anlatır.Masal gibi gelir bize.Onun kitapta yazılanlardan nasıl daha fazla olduğunu anlatır,onun rakıyı nasıl sevdiğini ama alkolik olmadığını anlatır,onun nasıl iyi bir evlat,nasıl yürekli bir asker,nasıl başarılı bir siyasetçi olduğunu ama diktatör olmadığını analtır..Dedem söz konusu Ataysa kendini tutamaz.Zaman nasıl geçer anlamazsınız.Zamanın akıp gittiğini farkeden büyükler zengin kalkışı yapar tek tek akrabalarımız gezilir,elleri öpülür,şekerleri yenir.Hepsi bizi bağrına basar.Bizim orda torunlar pek sevilir.
Günü ananemde bitiririz.Bize yaprak sarma ve börek yapar.Teyzem,eniştem,dayım,annem babam hepimiz masaya oturur yemeğimizi yeriz afiyetleSonra çaylar,kahveler,meyveler..İkinci ve üçüncü günler komşularımızı gezmekle geçer.
Ben çocukken bayramları iple çekerdik.her zaman gördüğümüz insanlardı belki ama güzel olan birlikte olmanın huzuruydu.Mecburiyet olmadı hiçbi zaman ziyaretler.Hiçbir zaman o ipek mendilin arasındaki dolgun harçlığa ihtiyacımız olmadı veya verilen naçizane hediyelere ama bizim çocukluğumuzda çekmecemiz o mendillerle dolup taştı kumbaramız büyüklerimizin verdiği harçlıklarla.Ben ilkokula giderken mavi önlüğüm vardı.cebime bayramda verilen mendilleri takardım.Yakam kolalı olurdu her zaman.annem onları özenle yıkardı ütülerdi.Öğretmenim her pazartesi tırnak kontrolünü o mendillerin üzerinde yapardı.
Her akşam eve gelince paralarımı sayardım kağıtların değerindense adedi önemliydi.Çünkü; ne kadar çok kağıt para varsa o kadar kişinin elini öpmüşüm ve bana harçlık vemriştir.ister 1 tl ister 100 tl hiç farketmedi.Bazı zamanlar annemle babamı hararetli konuşmalar yaparken duyardım ay sonunu getiremezlerdi.Ozaman minik ellerimle tutabildiğim kadar paramı babama verirdim.Gözleri dolardı ama bişey diyemezdi.İçerlerdi de bu durumu.Ama hiç belli etmezdi.
Artık bayramlar böyle değil.Artık bayramlar tatile çıkmak için fırsat,insanların ceplerini boşaltmak için,bankaları ve büyük mağazaları daha da zengin etmek için fırsat..Artık ayaklar geri geri gidiyor bayramlaşmalara,ki zaten genelde 1-2 gün önceden gidiliyor çünkü bayramda Çeşme,Kuşadası,Ayvalık,Bodrum gibi yerlere önceden rezarvasyon yapılmış.
Artık çocuklarda aynı değil.Biz mendilin arasında para olduğunu adımız gibi bilirdik,merak ta ederdik..buna rağmen almaya utanırdık.Babannemi kaybettiğimde 19yaşındaydım o yaşıma rağmen bana harçlık vermek te ısrar ederdi almazsam çantama koyardı.Bu yaşımda bile harçlık vermek isteyenler olur da utanırım.Bu utanç istemem yan cebime koydan değil.."Kazık kadar oldun yeğenine harçlık veremiosun hala harçlık alıosunun" un utancı.Ama şimdiki çocuklar bayramda ne alayım sana diye sorduğunda "bişey istemem para ver bana" diyebiliyor.Kim sorumlusu biz mi??
Zaman çok hain öyle ki "değişimin" sadece şirketlerde değil hayatının her alanında olduğunu kanıtlıyor sana.aynaya baktığında görüyorsun ilk,sonra bayramlar,sevdiğin insan sana aynı bakmıyor,dostluklar değişiyor,aşklar da,evlilikler,komşuluklar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder